5 Haziran 2015 Cuma

Püf

Merhaba , benim canımdan çok sevdiğim aylaksever arkadaşlarım. Gün geçmiyor ki şu güzel şehrimizde , mega İstanbul'da bir  sergi, bir sunum, antin kuntin bir  film gösterimi olmasın. Bir okur-yazar buluşması mı istersin, müze bahçesinde yoga mı, yoksa müze kafesinde parti mi? Hepsi ve daha fazlası var. Alkışlıyoruz! Bazen içimdeki entellektüel dürtüyor "kızım , aylaklık yapacaksan böyle astirifiston yapacaksın" diyor beni event'ten event'e koşturuyor. Durun düzelteyim, "kızım" kelimesi onun değil. Kızım, len, yaw, çüş... bunlar hep içimdeki avam aylağın lafları. Bir süredir onun etkisindeyim. İnsan bir haftada 34 sayfacık mı kitap okur? "Çok meşgulüm, televizyonda günlerdir Müge Anlı seyrediyorum. Kadının saçı hergün o kadar fönü boyayı nasıl kaldırıyor yaw? Kızım onlar ne biçim bakımlar yaptırıyordur tepeden tırnağa, ohoooo. " İşte avam aylakla modumuz bu.

Geçen gün, İTÜ'nün Maçka'daki İşletme Fakültesi'nin önünden geçerken hemen arkasındaki süslü sarı binada yani Antik Palace'de  "Camın Şairleri" diye bir sergi olduğunu gördüm. Girdim, zira bu binanın içini çok merak ediyordum. Giriş katında Dolmabahçe Sarayı'ndakilere benzer dev vazolar , antika şamdanlar, koltuklar var. Sarayı olan varsa bir baksın derim . Sergi üst kattaydı.  Galle isimli bir sanatçının 1920'li yıllarda yaptığı cam eserleri vardı . Meğer Galle, Fransız cam sanatının en önemli temsilcilerindenmiş ve ayrıca Art Nouveau akımının öncüsüymüş. Art Nouveau dedikleri ise kısacası bol bol süsleme demek. Dış cephelerde, kapılarda, mobilyalarda, vazo ve diğer cam eşyalarda, hatta parfüm şişelerinde süslemeye dayalı bir sanat akımı. İçimdeki entel aylak sayesinde en azından bu kadarını okuyabildim. Sonrasında  vazoların altındaki yazıları okumadan ,tamamen rengini ve üzerindeki süslemeleri sevip sevmeme durumuma göre birkaç fotoğraf çektim . Sergide Galle dışında iki sanatçının daha eserleri varmış ama nasıl olsa isimleri aklımızda tutamayacağız öyle değil mi?

Bu aralar market rafları arasında  vakit geçirmek çok keyifli geliyor. Tadelle'nin 7 çeşidi olduğunu biliyor muydunuz?  Peki ya Kurukahveci Mehmet Efendi'de kafeinsiz Türk kahvesi de olduğunu. Maybelline Colossal Kajal göz kaleminin hakikaten akşama kadar idare ettiğini, tarhana cipsi diye bir atıştırmalık olduğunu... Bunlar hep genel kültürmüş, öyle diyor avam aylak.

Engin Altan Düzyatan'ın karısının hamile olduğunu, Arda'nın Burcu Esmersoy'u sosyal medya hesaplarında arkadaşlıktan çıkarttığını, Hülya Avşar'ın kardeşi Helin'in yaz ayları için kiralık sevgili istediğini, Defne Samyeli'nin yakında doğal malzemelerle cilt bakımı üzerine bir kitap çıkaracağını da bilemiyordunuz değil mi?

Yazın gelemediği, Haziran ayında sokaklarından seller akan bir İstanbul'dan bildiriyorum sizlere canlarım. Gün olur Nişantaşı galerilerinde elimde  kadeh sergi gezerim. Gün olur Gratis'te makyaj pamuklarının adet/fiyat performanslarını karşılaştırırım uzun uzun. Ne gelirse başıma, ne yaşarsam veya neye heves edersem onu yazarım size. Aylaklık üfürürüm üzerinize. Aynen şimdi olduğu gibi : pufffff


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder