22 Ocak 2022 Cumartesi

Taş

 Evden çıktım. Parka kadar yürüdüm. Çantamdaki boş Nutella kavanozunu cam kumbarasına attım. Uzun zamandır neden sadece eşofman altı giyebildiğimin açıklaması gibi bir şey bu bitmiş Nutella kavanozu. Neyse. Parkın içinde iki tur yürüdüm. Minik yokuştan çıktım ve inişte merdivenleri kullandım. Sert sert basarak zıplaya zıplaya indim Barış Parkı’nın merdivenlerini. Tek tek bastım , bade süzdüm adeta. İnci dizmediğim kaldı bir tek. Gerekirse onu da yaparım. Sağ böbreğimden çıkmış ama idrar keseme ulaşmak için önünde uzun ince bir yolu olan bir taş söz konusu. İn işte taş kardeş, bekleme yapma. Napıyorsun orada acaba? Gitmek mi zor kalmak mı filan gibi derin klişelere mi takılıyorsun? Takılma. Hiç içmediğim kadar su içiyorum günlerdir. Akışa bırak kendini taş kardeş. Tünelin sonundaki ışığa inan.

(içinde “idrar kesesi” geçen bu  kıymetli yazımdan sonra şimdi de sizlerle “basur” şiirimi paylaşmak isterim… )

2 Ocak 2022


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder