Bugün sizlere Kuzguncuk'tan sesleniyorum. Üsküdar'dan minibüse bindiğimde daha önce görmediğim bir yeri görecek olmanın heyecanını hissettim. Neden hiç gelmemişim ben buraya? Burası insana İstanbul'da olduğunu unutturuyor demeyeceğim, çünkü köprü nerdeyse her fotograf karesine kıyıdan köşeden giriyor mutlaka.
Kuzguncuk'u nasıl anlatmalı?Küçücük evlerinden, cam kenarlarındaki çiçeklerden, dar ve dolambaçlı sokaklarından, yokuşlarından, uzun uzun tırmanılan merdivenlerinden bahsedilebilir.
Kuzguncuk bir adam olsa, gözlüklü ve sakalsız olurdu, kravat takmazdı, kıyafetleri gösterişsiz ama kaliteli olurdu.Üniversite mezunu, anne babası İstanbul doğumlu, büyükbabası İstanbul'un ilk erkek terzilerinden veya eczacılarından olurdu.
Kuzguncuk bana kendimi iyi hissetirdi. Kahvemi içerken etrafımı uzun uzun seyrettim, dinledim.Bu semtin sakinliği ve huzuru benim içimdeki karmaşayla, itiş kakışla, memnuniyetsizlik ve mızmızlıkla oldukça büyük bir tezat oluşturuyor.
Oturdugum yerde soluma baktığımda küçük bir klise ve onun bahçesini görebiliyorum. Kilisenin önünden kendi halinde bir Kuzguncuk sokağı sahile doğru uzanıyor.Başımı sağa çevirdiğimdeyse yemyeşil bir tepe ve aşağıda bir fidanlık var.Sokaklardan ara sıra geçen tek tük arabalar nerdeyse özür dileyerek sessizliği bölüyorlar.
Kuzguncuk'u nasıl anlatmalı?Küçücük evlerinden, cam kenarlarındaki çiçeklerden, dar ve dolambaçlı sokaklarından, yokuşlarından, uzun uzun tırmanılan merdivenlerinden bahsedilebilir.
Kuzguncuk bir adam olsa, gözlüklü ve sakalsız olurdu, kravat takmazdı, kıyafetleri gösterişsiz ama kaliteli olurdu.Üniversite mezunu, anne babası İstanbul doğumlu, büyükbabası İstanbul'un ilk erkek terzilerinden veya eczacılarından olurdu.
Kuzguncuk bana kendimi iyi hissetirdi. Kahvemi içerken etrafımı uzun uzun seyrettim, dinledim.Bu semtin sakinliği ve huzuru benim içimdeki karmaşayla, itiş kakışla, memnuniyetsizlik ve mızmızlıkla oldukça büyük bir tezat oluşturuyor.
Oturdugum yerde soluma baktığımda küçük bir klise ve onun bahçesini görebiliyorum. Kilisenin önünden kendi halinde bir Kuzguncuk sokağı sahile doğru uzanıyor.Başımı sağa çevirdiğimdeyse yemyeşil bir tepe ve aşağıda bir fidanlık var.Sokaklardan ara sıra geçen tek tük arabalar nerdeyse özür dileyerek sessizliği bölüyorlar.