Elimde çok güzel bir hikaye var, film yapmak istiyorum. Gerçekten yaşanmış olaylara dayanıyor. İkibinli yılların başında geçen düşük bütçeli ,Türk- Japon ortak yapımı bir film olacak. Bütün Japonları aynı kişi oynayacak. Hepsi birbirine benzemiyor mu zaten, gözlük ve takma sakalla bu iş hallolur. Esas zor olan, başrolü Şener Şen'in gençliğine (Badi Ekrem) oynatmak istiyorum. Onu nasıl yapıcaz, düşünmem lazım.
Açılış sahnesi: Beyaz önlüklü ,gözlüklü ve keçi sakallı Japon şöyle der: "Japonya'nın en prestijli okulu olan Tokyo Üniversitesi 130 yıllık tarihinde böyle bir şey yaşamadı"
Kamera masanın üzerindeki gazetelere zoom yapar: Türk bilim sahtekarı şoku!
Şimdi size biraz olayı anlatayım, dediğim gibi bu tamamen gerçek bir hikaye. “Uzay Asansörü” adlı projesiyle Japon ve dünya basınına konu olan, NASA’da iki yıl astronotluk eğitimi alarak “İlk Türk astronot” olduğu iddiasıyla ortaya çıkan S.A. 'nın 2003 yılında Tokyo Üniversitesi’ne verdiği doktora tezinin yüzde 40’ı “aşırma” çıkınca bir anda tüm şimşekleri üzerine çekti. Türk Ulaştırma Bakanlığı’nın kendisini NASA’ya gönderdiğine dair belgenin de sahte olduğunun belirlenmesinin ardından yardımcı doçent olarak görev yaptığı Tokyo Üniversitesi, 37 yaşındaki Türk’ün doktora tezini iptal etti, üniversite ile ilişiğini kesti. Rektör Junichi Hamada, (gözlüklü sakallı olan) “Şok içindeyiz. Bu inanılmaz bir durum. 130 yıllık tarihimizde hiçbir doktora tezini iptal etmedik, kimseyi görevden atmadık” dedi ve doktora tezini kabul eden heyet hakkında da soruşturma başlattı. Badi Ekrem'in internet sitesinde yayınladığı astronot fotoğrafının da fotomontaj olduğu ortaya çıktı. Illinois Üniversitesi ve İTÜ mezunu olduğunu belirten Türk’ün, bu okullarla da bir ilişiği olmadığı tespit edildi.
İkinci sahne, Badi Ekrem'in bir Türk arkadaşıyla röportaj. Bu adamı da Şener Şen oynasın. Saçını ortadan ayırıp yapıştırır, gömleğinin bütün düğmelerini kapattırıp kalın camlı bir gözlük taktırırız. Adı Hayri olsun.
Hayri: "Onun bir yalancı olduğunu herkes bilirdi. Ama yalanlarıyla çok eğlenirdik. Bir keresinde odasında sahte bir NASA kimliği hazırlarken bile gördük. Bu yalanlarının eninde sonunda başına bir bela açacağı belliydi”
Devamlı hatırlatma gereği duyuyorum, bunlar aynen bu şekilde yaşanmış. Bakın "Badi Ekrem" neler uydurmuş ve aslında neymiş:
* Türkiye’nin ilk resmi astronot adayı olarak Ulaştırma Bakanlığı tarafından NASA’ya gönderildim. 2 yıl astronotluk eğitimi aldım. (Belge ve fotoğrafı sahte çıktı)
* Beni NASA’ya Türk Hava Kuvvetleri Komutanı tavsiye etti. (Alakası yok)
* Türk Milli Kayak Takımı’nda yer aldım. Olimpiyat madalyası kazandım. (Hayal ürünü)
* Illinois Üniversitesi ve İTÜ mezunuyum. (Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık mezunu)
* 2003 Sapacean Uzay Konferansı’nda bildiri sundum. (Katılımcı bile değildi)
* Japon Uzay Fiziği Departmanı Başkanıyım. (Öyle bir departman yok)
* Amerikan Onur Madalyası sahibiyim. (Birkaç bin dolara satın alınabilen bir ödül çıktı)
* Tokyo Üniversitesi’nin ilk yabancı yardımcı doçentiyim. (Başka birçok yabancı yardımcı doçent görev yapmış)
Kapanış sahnesi, bizim Badi, güneyde bir tatil köyünde, güneş gözlüğü, çiçekli gömlek önü tamamen açık, elinde kokteyli ile kameraya döner ve şöyle der:
"Bir doktora öğrencisi olarak yazdığım ilk tezdi. O yüzden de alıntı yaptığım yerlere numara verip kaynak belirtme olayından haberim yoktu. Basit bir hatamdan kaynaklandı. Zaten işten ayrılmak için başvurmuştum. Astronot fotoğrafı da Houston’da eğlence için yapılmış bir fotomontajdı, biyografimde yer vermek hataydı. Yani onlar beni göndermedi, ben zaten bırakacaktım. "
Kokteyl ve çiçekli gömleği ben uydurdum ama yemin ederim aynen böyle demiş pişkin herif :)