Buraya bir gönül borcumuz var, ne kadar misafirperver olduklarını 2013 yazında bize gösterdiler. O yüzden ben de, herhangi bir hayati tehlike ile karşı karşıya olmamama rağmen arada sırada gidiyorum Taksim Divan Pub’a. Gönül isterdi ki daha az aralıklarla ziyaret edebilelim burayı. Zira kalite ve huzur bulacağınızdan emin olarak gidiyorsunuz. Hem kapalı hem açık alanı çok şık ve konforlu. Güzel bir kahve ve pasta eşliğinde kitabınızın sayfaları arasında kaybolabileceğiniz bir mekan.Çalışanların hepsi bilgili ve saygılı. Yemeğin adını söyleyemediniz diye sizi ezmiyorlar.
Mekanların tuvaletleri benim özel ilgi alanımdadır. Öyle yerler var ki, masalarında mumlar, çiçekler karşılar sizi amma velakin tuvaletinde otogar ambiyansı bulursunuz. Buranın tuvaleti ise Divan’ın bildiğimiz çizgisine ihanet etmiyor.Büyük ve havadar. Makyaj temizlemeniz için özel ince kağıt mendiller ve ellerinizi yıkadıktan sonra nemlendirmeniz için losyon bile var.
Menü oldukça zengin. Köfte ve ayran sipariş ettim örneğin, köftenin yanında gelen piyazın tahinli bir sosu vardı ve çok hoştu, evde denemeye karar verdim. Ama tabi , başta da söylemeye çalıştığım gibi fiyatlar yüksek. Eşimizi dostumuzu kolundan çekiştirerek zorla oturtup bir şey ısmarlayacağımız bir yer olmadığını söyleyebilirim. Köfte+piyaz+ayran+çay’a 40 TL verdim. Amaç karın doyurmanın ötesindeyse, kendinize bir hoşluk yapmak isterseniz mutlaka gidin .