27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Ben de aylak bir tiyatrosever olarak İBB Şehir Tiyatroları'nda son zamanlarda izlediğim oyunları yazmak istedim:
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Shakespeare'in en sevilen klasiklerinden olan "Bir Yaz Gecesi Rüyası" nı izlemeye itiraf ediyorum ki kendimi zorlayarak gittim. Oyun başlayınca gördüm ki , ortada görsel olarak etkileyici, şaşırtıcı bir performans var. Hikaye üç ana eksende ilerledi. Bazen periler ve elflerden oluşan periler dünyasında bazen de trajik aşk hikayesini sahneleyen esnafların dünyasında geziniyorsunuz veya dört genç aşık arasında geçen olayların ortasında kalıyorsunuz.
Biraz sıkılacağımı düşünerek gittiğim, Levent Üzümcü'nün oyunculuğundan ve hiç beklemediğim görsel performanstan olumlu anlamda çok etkilendiğim bir oyundu.
Cibali Karakolu
Öncelikle oyun süresinin ben izlediğimde daha uzun olduğunu söylemek isterim. Daha sonra demek ki kısaltma gereği duymuşlar. Cibali Karakolu'nun konusunu bilmeyen yoktur sanırım. Zihni Göktay'ı sahne üzerinde canlı seyretmek müthiş bir keyif. Ne yapın edin bu büyük ustayı izleyin. Zihni Göktay her çıktığında tüm salonun enerjisi acaip yükseldi , resmen heyecanlandık, o bizden daha rahattı diyebilirim.
Çürük Temel
Darülbedayi'nin 1916'da oynadığı ilk oyunmuş Çürük Temel. Hiç bu kadar beğeneceğimi sanmıyordum. Tek perdelik oyun sert bir shot gibi. İflas eşiğinde bir baba, diğerinin hakkını hiçe sayıp kendi hakkını diğerlerine dayatan uzlaşmaz kardeşler ve adil olmaya çalışan bir ana... Oyunculuklar çok iyi. Kesinlikle sıkıcı değil.
İstanbul Efendisi
Osmanlı'nın Lale Devri'nden sonraki günlerinde geçen bir hikaye. Kızını, seçtiği bir hayırlı kısmetle evlendirmek isteyen ama onun başka birini sevdiğini öğrenen bir baba var. Babasının cinlere perilere olan inancını ve astroloji ve burç merakını kullanarak olayların akışını istediği yöne çeviren cilveli bir de kız. Daha eğlenceli olacağını ummuştum.
Kabare
Ben izlediğimde başrolde Özge Borak oynuyordu. Şimdi baktığımda oyuncular arasında ismini göremedim. Zaten kendisi şimdi Balım isimli (Some Like It Hot) başka bir müzikalde oynuyor. Kabare'nin konusu:Bir kabare aktristi ile Amerikalı bir yazarın 1930'lu yıllarda Berlin'de yaşadıkları kısa ömürlü aşk ve onları kuşatan büyük toplumsal kaos. Kalabalık bir kadro, bol bol dans ,adı üstünde kabare:)
Bu müzikalin 1972'de filmi yapılmış ve 8 Oscar kazanmış.
Ocak
1960'lı yıllarda bir ailenin ekonomik güçlüklerle ve geçim sıkıntısının getirdiği zorluklarla mücadelesini anlatan bir oyun. Daha sıcak dialoglar, daha yüksek bir tempo olacagini umuyordum. Oyunun en güzel yanı radyodan o dönemin müziğini dinlemekti.
Oniki Öfkeli Adam
Bir genç adam, babasını öldürdüğü gerekçesiyle cinayetle suçlanıyor. Suçlu olduğunun genel kabul görüldüğü jüride, sadece bir üye bu karara karşı çıkıyor.
2 saat boyunca sahnedeki uzun masaya ve 12 adet koyu renk takım elbiseli adama bakıyorsunuz. Oyunculuklar başarılı, ritim yüksek.
Şark Dişçisi
Gezici bir tiyatro kumpanyası müzikli, danslı, şenlikli bir gösteri sunuyor. 19.yüzyıl İstanbul'unda ,birbirini aldatan eşlerin, kavuşamayan aşıkların hikayesini anlatıyor. Tam bir görsel başarı. Tiyatroda en iyi kostüm en iyi makyaj ödülü varsa almalı.
Terzi
Dekor ve ışık tasarımı ödüllerini de bu oyuna verirdim. Terzi , absürt tiyatronun önemli örneklerindenmiş. Ben beğendim ama yan koltukta oturan teyze horladı, üstelik oyunu gündüz saatinde izliyorduk.
"Birini yaratmak, biri olmaktan daha iyidir” diyen , her şeyi yöneten, her şeye kılıf giydiren bir Terzi var. Tehlikeli bir karakter. Bir de giysileriyle ancak var olabilenler.Ahmet Saraçoğlu'nun terzi rolü için çok yerinde bir seçim olduğunu düşünüyorum.
Vişne Bahçesi
19. yüzyıl sonunda Rus aristokrasisinin çözülüşüne ve çöküşüne ayna tutan bir oyun. Anton Çehov yazmış. Aristokrat bir ailenin ellerinde kalan son şey olan vişne bahçesi ,borçlarından ötürü satılmak üzeredir. Üretmeye ve çalışmaya alışık olmayan aile ise servetlerinin son kırıntılarını şuursuzca tüketmektedirler. Vişne Bahçesi genel kültür anlamında eksik kalmamak için izlenmesi gereken bir oyun ama bir özel tiyatroda farklı bir yorum, kısaltılmış oyun süresi varsa tercih edin derim.
Zengin Mutfağı
Bu oyunu Gezi olaylarından 3-4 ay sonra izlemiştim. 1970'ler Türkiyesi'nde zengin köşkündeki hizmetlilerin, o yıllardaki toplumsal kavga içinde taraf olup olmama konusunda yaşadıkları olayları trajikomik bir şekilde anlatıyor. Başroldeki aşçının ,oyunun uygun bir anında elindeki kepçeyi havaya kaldırıp "her yer Taksim her yer direniş" deyişini hatırlarken hala tüylerim diken diken oluyor.
Zengin Mutfağı'nda müthiş oyunculuklar ve heyecanlı bir akış var.
Bu ay içinde Şekerpare isimli oyunu izleyeceğim. Daha sonra da Ölü Adamın Cep Telefonu'nu görmeyi planlıyorum.Şehir Tiyatroları'nda bilet fiyatları 14-17 TL arasında değişiyor.
www.ibst.gov.tr sitesinden veya gişelerden bilet alabiliyorsunuz.
www.ibst.gov.tr sitesinden veya gişelerden bilet alabiliyorsunuz.
Çocuklarınıza, yeğenlerinize, öğrencilerinize tiyatroyu sevdirin. Az da kazansanız ,çok da kazansanız bütçenize uygununu bulun . O büyüden uzak kalmayın. Ben gittiğim en sıkıcı en ağır oyunda bile insan denen varlığın bambaşka bir yüzünü gördüm. Bazen kahve ,kimi zaman şarap içesim geldi çıkışta.
Helal olsun bizi böyle silkeleyenlere, herşeye rağmen güldürenlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder