3 Eylül 2014 Çarşamba

Londra tatili genel izlenimleri

Londra...On beş günlük inanılmaz güzellikteki tatilimin hem huzur hem enerji dolu mekanı. Gezmek ne güzel bir şey. Kafayı sıfırlamak. Haritaların, tren otobüs tarifelerinin arasında zevkle kaybolmak. Kesip sakladığın bir gazete yazısındaki sanat galerisini ararken yanlış köşeyi dönüp nefis bir kahveci bulmak. Bugün yemek ve içmek konusunda abartmayacağım dediğin gün Thames kıyısında ayaklarını sallandırarak yorgunluk birası çakmak. Islık çalarak, şarkı söyleyerek, gülümseyerek, ilk defa gördüğün insanlarla selamlaşarak yürümek... En çok aklımda kalan noktalardan biri, kızların kıyafetlerinde ve oturup kalkmalarındaki rahatlık.Oram açıldı, buram görüldü diye kasmadan istediği gibi giyinen birbirinden güzel hatunlar. Onlar metroya bindiğinde veya bulunduğum mekana girdiğinde ortamdaki erkekleri göz hapsine aldım sık sık. Bir keresinde bile yan bakan, salak salak sırıtan olmadı. Bir başka konu da yaşı hayli ileri pek çok teyzenin ve amcanın günlük yaşamın içinde bol bol karşıma çıkmasıydı. Sergi gezerken, çarşı pazar dolaşırken, otobüste, metroda, markette, parkta hep varlardı. Bazıları yürüteçlerle, büyük çoğunluğu ağır ağır yürüyordu. Hareketleri, algıları yavaştı. Ama kimse bundan dolayı onları azarlamıyor, bunu bir şikayet veya espri konusu yapmıyordu. Toplu taşımada gençler onlara içtenlikle yer veriyordu. Diğer bir konu insanların spor yapma alışkanlığıydı. Yürüyüş yapan, koşan, bisiklete binen yüzlerce insan gördüm. Taytını, spor ayakabısını giyen, eline bir şişe su alıp kendini parklara atıyordu. Londra’da parktan ve yeşil alandan bol ne var? O parklarda grup grup birlikte egzersiz yapan, koşan, mekik çekenler vardı. Kendimi sapık gibi hissediyorum ama söylemeden edemeyeceğim; o insanlar hep beraber popolarını havaya dikip şekilden şekile girerken yoldan geçenler arasında buna dikkat kesilen sadece bendim. Gezi parkında yoga yapanların dibine sokulan kırolar gözümün önüne geldi malesef. Kitap okuma alışkanlıklarına da dikkatinizi çekmek isterim. Deli gibi okuyorlar.Her yerde.Dergi, futbol gazetesi, altılı ganyan değil. Bildiğin kalın kitaplardan okuyorlar. Ve tabi ki ergenlerin cep telefonu bağımlılığı orda da var. En kalabalık metro veya otobüs bile kötü kokmuyordu. İnsanlar mı terlemiyor? Havadan mı? Bizden daha mı temizler yoksa? Haftada en az üç kez baş ağrısı için ilaç alarak yaşayan ben, uçaktan indiğim günün haricinde bir kez bile ağrı kesici kullanmadım. Ağrılarım psikolojik miymiş? O da mı havadan? Son olarak, bir kediyle aynı evi paylaştım. Yemek verdim, muhatap olup, kendisiyle konuştum.Bu hayvan grubu için beslediğim duyguları bilmeyeniniz yoktur sanırım. Psikoloji... Londra tatili benim ruh halime çok iyi geldi. Tadı damağımda , aklım gidemedeğim yerlerde kaldı.

1 yorum: