23 Şubat 2015 Pazartesi

Aylak Kızın Günlüğü / Yaptıklarım Yapacaklarımın Teminatıdır

Yazılarımda bahsedip de gitmek istiyorum, görmek istiyorum dediğim yerlerin ne kadarına gittim acaba? Bu soru işaretiyle yaşamamazsınız, biliyorum. Konuyu  hemen aydınlığa kavuşturuyorum. Aylaklığımın raporudur:Beyoğlu'nda bir fotoğraf sergisi gezdim geçenlerde, öncelikle ondan bahsetmek isterim. Burhan Doğançay Müzesi'ndeydi.  Hatırlarsanız, sanatçının özellikle 1986'da Brooklyn Köprüsü'nün bakımı sırasında çektiği  resimleri görmek istediğimi yazmıştım. Serginin mekanla uyumuna bayıldım. Çıkışta İstanbul şantiyelerinde fotoğraf çekmeye koşarım zannediyordum ama vakit kaybetmeden Brew Lab'a gidip günlük kafeinimi ödüllü baristanın elinden aldım.


Miro sergisi ziyaretimi girişin ücretsiz olduğu bir Çarşamba günü gerçekleştirdim ve okul gezisinin olduğu bir ana denk getirmeyi istemeyerek başardım. Çevremde böyle bir ergen enerji bulutu olmasaydı da Miro'yu daha fazla anlar mıydım bilemiyorum. Ama bazen anlamadan seversiniz ya , onu yaşadım. Müzenin sinemasında izlediğim "Ah Güzel İstanbul" ise ekmek kadayıfı üzerindeki kaymak gibiydi. 

If Istanbul Bağımsız Filmler Festivali'nde istediğim hiç bir filme - biri hariç- bilet bulamadım. İnsanların bunu nasıl başardığına yönelik komplo teorileri uydurdum. " Toz Ruhu" isimli bir Türk filmini izledim ve akabinde yönetmen ve senaristin entellektüel festival kitlesinin sorularını ciddi ciddi cevaplayışına hayran hayran tanık oldum. Filmi de beğendim bu arada. 

Bir de Murat Palta'nın gözümde büyüttüğüm "Tasviri Beyaz Perde" sergisi vardı. Gözümde büyüyen sergi değil yeriydi. Nişantaşı'nda bir galeriye girememe gibi bir kişilik bozukluğum vardı. Hala var mı bilmiyorum ama bugün insanlık için küçük benim için büyük bir adım attım ve Galeri X-ist' e gittim. Saçımın fönlü, paçalarımın kuru olduğu bir gündü. Galeride benden ve boş damacanaları taşıyan sucudan başka kimse yoktu. O adamın ortalıkta oluşu beni rahatlattı. Sergide özellikle Kill Bill ve Inception filmlerinin afiş-minyatürlerini çok beğendim. 

Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır efenim. Hedeflerim arasında Pera Müzesi'nde Giacometti isimli ressam heykeltıraşın sergisine gitmek var. Son gün 26 Nisan. Müzeye cuma günleri  18:00-22:00 saatleri arası girişin ücretsiz olduğunu kulağınıza fısıldayayım. Giacometti'nin heykelleri " çok da basitmiş yaw, biz niye yapmamışız ki bunu" dedirtecek cinsten. Amaaaaa , adamın "At Arabası" isimli  ürünü dünyanın en pahalı on sanat eseri  arasında yer alıyor. 101 milyon dolara bir fon milyarderi satın almış.

Bu yazımı havalandırması yetersiz bir Starbucks'ta çay içerek ve evden getirdiğim keki yiyerek yazıyorum. Mesajım net:Aylaklıkla hovardalığı karıştırmayalım! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder