5 Kasım 2015 Perşembe

Gelecekten Haberler

Trenleri  ve trendleri kaçırmayın diye bildiriyorum. 

Bir kafeye gidip karamel machiato istediğinizi varsayın. Baristanın tezgahın üzerinden eğilip size şöyle dediğini düşünün: " Karamel machiatoyu heryerde içersiniz, ben size bizim "imza" içeceğimiz olan bir  vişneli espresso hazırlayayım. Bu mevsim, biliyorsunuz vişnenin en güzel zamanı. Üstelik kullandığımız Jamaika kahvesinin asiditesi de vişneyle çok uyumlu". Aklınızı çelmeyi başarabilir, öyle değil mi?

İmza içecekler, etrafımızı pıtır pıtır saran birbirinden özel olduğunu iddia eden kahve mekanlarının fark yaratmak adına ilerleyen günlerde önemsemeleri gereken bir durum olacak. İmza içecekler ( signature drinks) menülere daimi olarak girmeyip dönemsel olabilecek. Vişne, portakal, kestane zamanı gibi veya dönemin çok ilgi gören bir filmine, dizisine selam göndermek maksatlı. 

Birkaç hafta önce gittiğim İstanbul Kahve Festivali'nde çok kısa bir bölümünü izlediğim yarışmada baristanın biri jüriye narlı, böğürtlenli buna benzer bir espresso hazırladı, imza içecek olarak. Taze sıkılmış meyve suyunu enjektör yardımıyla espressoya ilave edip içtiler. 

Kahve mekanlarıyla ilgili beklenen bir diğer gelişme hibrit mekanlar. Gündüzle akşamı, kahveyle kokteyli aynı potada birleştirebilen, günün tamamına hitap edecek yerler olacak. Alkollü içecek de satan bir kafeden veya kahve de içebileceğiniz bir bardan daha fazlası kastediliyor. 

Kahveyle alkolün arkadaşlığı yeni değil. Onları ilk İsveçliler karıştırmış. Sanırım en meşhur alkollü kahve Irish Coffee'dir. Onun da mucidinin İrlanda'da bir havaalanında sorunlu yolcularla uğraşan bir adamcağız olduğu söyleniyor. Kahvelere azıcık viski eklemiş, iyi yapmış. Benim Kingston'da içmeye niyetlenip de sipariş edemediğim espresso martini de bir klasikmiş örneğin. 

Yakılmış portakal kabuğu ilavesiyle hazırlanan espresso, cold brew kahve ve zencefili birleştiren imza içecekler... Londra'nın "ben farklıyım" diyen kafelerinde içilmeye başlandı bile. 

Hepsi bir yana, 2014'te dünyanın en iyi barı seçilen Londra'da The Longhan Oteli'nin içindeki Artesian barda bulabileceğiniz " Death of A Hipster" kokteyli akıllara zarar! Cold brew kahve, yasemin, mürver çiçeği, tonik, portakal, bergamot ile hazırlanan, görüntüsü de en az adı kadar çarpıcı bir içecek. İçindeki meyveli ve floral tatları tek tek alabiliyorsunuz ve kahvenin onları nasıl dengelediğine hayran kalıyorsunuz.  



"Dünyanın en iyi barına gitmişim, alkolsüz kokteyl mi içerim" demeyin hemen. Bence siz beni dinleyin ve hatta hipster'lığın tarih oluşunu kutlayın Death of A Hipster ile. 
Yanlış duymadınız hipsterlık out. Hipster gitti, "Yuccie" geldi. ( Young Urban Creative) Tanım o kadar yeni ki, daha ne yer ne giyer , saçını sakalını ne yapar bilen yok. Ama medya ajansları "Yuccie"li  domain ve kullanıcı adlarını kapatmaya başlamış, kaçırmayın. 

Alın size amme hizmeti gibi yazı. Bu dördünü yapın, birşeyden eksik kalmayın:
* Kafelerde imza içecek sorun. Direk latte, kapuçino diye atlamayın. 
* Kahve ve alkolü şık bir şekilde birleştiren mekanlara ve kahveli kokteyllere ilgi gösterin. Trendden haberiniz yok sanmasınlar. 
* Londra'ya giderseniz şuralarda artistik kahveli kokteyller için: Artesian, Relax, Curators
* Sizden Yuccie olur mu, bunu bir değerlendirin. 

1 yorum: