1 Ağustos 2022 Pazartesi

Fenomen Fantom

Fantom üç ayaklı bir sokak köpeği. Sent Antuan Kilisesi'nin yanındaki büyük kumpircinin kapı önlerinde dolanıyor. Kilisenin bahçesindeki büyük yılbaşı ağacının fotoğraflarını çekmekte olan kız grubunun çığlık ve kahkahaları kumpirciye kadar geliyor. Saat henüz sabahın on biri. Dame De Sion'lu kızlar belli ki okulu kırıp Beyoğlu'na gelmişler. Fantom bu neşeli grup tarafından farkedilmek için sabırsızlanıyor. En çok hayalini kurduğu şey şu devasa yılbaşı ağacının yanında kendisinin de boy boy fotoğraflarının çekilmesi ve ardından gelecek şöhret. Herkes onu çeksin, İstiklal Caddesi'nin fenomeni olsun istiyor. Bayılıyor poz vermeye. Tek sorun kendisi dışında kimsenin bunun farkında olmaması. Çünkü Fantom, ne sevimli ne de fotojenik bir hayvan. Sıska, çelimsiz bir sokak köpeği. Sıradanlığını, albenisizliğini acilen idrak etmesi gerekiyor. Üç ayaklı sıradan bir sokak köpeğinden beklendiği gibi yaşamayı öğrenmeli. Yani göze batmamalı, icap ettiğinde görünmez olabilmeli. Oysa daha bir saat önce sırmalı bordo yeleğinin içindeki bir doksanlık Maraş dondurmacısı ile çekim yapan İspanyol bir aileye sırnaşıyordu. Dondurmacı, kafasındaki fesi el çabukluğuyla çocuklardan birine giydirirken, kaşığın ucundaki dondurmayı ellerindeki hiçbir külaha yar etmeden döndürüp dururken ve tüm bunlara turist kadın yapmacık gülüşleriyle eşlik ederken Fantom seke seke kadraja girmişti. İspanyol adam iğrenerek ve zaten aşağı bakan bıyıklarını iyice sarkıtarak  köpeğe baktı ve çekimi bıraktı. Kim eve dönüp eşe dosta hava atmak için tatil anılarını paylaşırken topal bir sokak köpeği izlettirmek ister ki?

Liseli kızlar Sent Antuan'a girince bahçe sessizleşti. Kumpircide ise yeni işe başlayan Özbek kadın patronun gözüne girme çabasındaydı. "Tereyağdan heykeller yapabilirim" dedi. "Meydandaki dükkanlardakiler gibi" . Sağına soluna bakındı. "İsterseniz" dedi, "beş dakikada şu köpeğin heykelini yaparım". Fantom neşeyle kulaklarını dikti. İçini tarif edilemez bir heyecan kapladı. Beklediği şöhret fırsatı kapıya mı gelmişti? Oturuşunu dikleştirdi, burnunu hafifçe yukarı kaldırdı. Ne de olsa poz vermek en iyi bildiği işti.
Kumpirci patron elindeki iddia kuponundan kafasını kaldırmadan gözlüklerinin üzerinden sert sert baktı. "İcat çıkarmayın sabah sabah" dedi. "Tereyağının kiloso kaç lira, haberiniz var mı?"