On sekiz Nisan'a kadar ziyaret edilebilecek bir sergiden haberdar etmek istiyorum sizi. Nişantaşı'nda galeriye girme ve sergi gezme fobimi yendikten sonra kim korkar Bebek'te sanat peşinde koşmaktan? Bebek'te Almelek Sanat Galerisi'nde "Objektiften Tuvale Nostalji" isimli bir sergi var. Fotoğraf ve tablolardan oluşuyor ,beni heyecanlandıran ve kendimi gitme konusunda mecbur hissettiren ise fotoğrafların Ara Güler'e ait olması! Ara Kafe dışında bir yerde sevgili Ara Güler'in fotoğraflarını görmek iyi gelecek.
Tabi ki, sergi çıkışında kahvemi nerede içeceğimin planını çoktan yaptım. Müthiş manzaralı ve yayla gibi Starbucks'da değil, onun karşısındaki Yasemin Pasajı'nın içindeki Cup of Joy'da alınacak bünyeye o kafein. Pasaj içinde, manzarasız ve düşük oturma kapasiteli bir mekan ama gidip üstüste iki kahve içtiğim yerlerden biri. Ben kahveme az da olsa süt ekleyenlerdenim ve bu sütün tad ve kokusunun beni rahatsız etmemesi çok önemli. Burası beni bu anlamda oldukça memnun ediyor.
Sergi çıkışı kendime bir cortado sipariş edeceğim. Yeni keşfim :) Her yerde yok. Hemen tarif ediyorum efendim.
Cortado, az miktarda ısıtılmış süt eklenerek servis edilen tek shot espresso oluyor.Cortado’da espresso ile 1:1 oranda süt bulunuyor.Bu sebeple minyatür bir cappuccino olarak kabul edilebilir.
Keşif demişken, Nişantaşı'nda Sofa Otel'de gündüzleri 18:00 - 20:00 arası kadeh şarap 10 TL, Mojito 14 TL. Çok kalabalık olacağını sanmıyorum. Amaç Nişantaşı piyasasına dahil olmak değilse , uzun zamandır görmediğin bir arkadaşınla Happy Hours'ta az zamanda çok sohbet etmek bence iyi bir fikir olabilir. Alan happy, veren happy :)
Bir diğer buluşumun kime ne faydası olacak emin değilim. Ama çok beğendim, ne yapayım. Çok özel, zarif, havalı. "Hamm" diye bir mağaza dikkatimi çekti. Internet sitelerini de inceyebilirsiniz ama dükkan çok hoş. Tasarım mobilyalar ve aksesuarlar cenneti. Evet, tabi ki pahalılar :(
Eski mobilya ve perde görmeye Londra'nın bir ucundaki Geffrye Müzesi'ne gitmiştim. Adamların 400 yıl boyunca salonlarını nasıl döşediklerine, duvar kağıtlarına, sandalye modellerine baka baka saatler geçirmiştim. Benim gibi dekorasyon işlerine meraklıysanız, "Hamm" keyif alacağınız bir yer. Değilseniz bile, insan her gün güzel bir şeyler görmeli ya, belki bir gün , yolunuz Nişantaşı City's civarına düşerse, o ihtiyacınızı bu şekilde giderirsiniz. Mobilyalarına verdikleri model isimleri de çok hoş: Leyla, İncebel, Paytak, Elif, Zarife ...
Bu aralar birçoğunuzdan çok daha fazla geziyorum ve görüyorum. Gıpta edenler olduğu gibi, anlam veremeyenleriniz de var biliyorum. Olsun, ben yine de son haftaların aylaklığında yaptığım nacizane keşiflerimi sizinle paylaşmak istedim.
Hayatıma bazı şeylerin girişi çok yakın arkadaşlarım sayesinde oldu. Suşiyi, Buket Uzuner'i, Flat White'ı bana tanıtanlar hep en yakınlarımdı. Üçüne de müteşekkirim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder