Kew Gardens UNESCO'nun dünya mirası listesine aldığı masalsı bir park. Japon bahçeleri, seralar, köşkler, binbir çeşit çiçek ve ağaç var burada. Ramazan davulu büyüklüğünde nilüferler, kafam kadar güllerle çizgi film gibi bir yerdeyim. Siz bankta otururken çaktırmadan arkanızdan dolaşan ördekleri söylemeyi unuttum.
Ayakkabılarımı çıkarıp çimlerde yürüdüm ve 240 yaşında bir ağacın gölgelediği bu banka oturup gözlerimi kapadım. Nefes egzersizi yaptım. Şükrettim. Sevdiklerim için dua ettim. Sonra sıra size yazmaya geldi. Londra'dan dönüşte en çok bu anları özleyeceğim.
***
Kew Gardens içindeki Marianne North Galeri'deyim.
Ortaköy Camii'ni düşünün. O genişlikte ve yükseklikte bir yapıya giriyorsunuz ve tüm duvarlar yerden tavana kadar tablolarla kaplı. 793 adet resim var. Hepsini aynı kişi, Marianne North yapmış ve hepsi enfes bitki resimleri.
Dünyada gitmediği yer kalmamış. Jamaika, Amerika, Hindistan, Afrika, Brezilya... Sandığını hazırlar, seyahate çıkar, aylarca evinden uzakta kalırmış. Zengin tanıdıkları olmasına rağmen, onların sağlayabileceği konforla işi olmaz, çizmelerini ayağına geçirip, bir eşeğin sırtında dere tepe aşar, ıssızlığın ortasında resimlerini yaparmış. Bu dediğim 1880'li yıllarda oluyor. Beş kıtada on yedi ülke gezmiş. Öyle cuma gidilip pazartesi dönülen, otobüsle panaromik şehir turu yapılan geziler değil bunlar.
Yaklaşık 1000 farklı canlı türünü resimlemiş. Kew Gardens'ın içinde yer alan bu galeriyi de mimar arkadaşına yaptırmış ve resimleri kendi yerleştirmiş.
Kew Gardens'a bir kaç sene önce gelmiş ama bu galeriyi gezmemiştim. Varlığından bile haberim yoktu doğruyu söyleyeyim. Bugünki ziyaretimde Marianne North gibi güçlü ve yetenekli bir kadını tanımış oldum. 135 sene önce bir botanikçi, bir sanatçı ve bir gezgin olarak yaşamış. Merakının ve azminin çizdiği yolda önyargılara kafayı takmadan , kendi kafasına göre takılmış.
***
Bir rüyanın daha sonuna geldik. Bir Londra seyahatim daha kalbinin ve evinin kapılarını bana açan arkadaşım sayesinde kusursuz geçti. Buradan yazdığım yazıları okurken bir parça keyif aldıysanız sizin de ona teşekkür borcunuz var diye düşünüyorum. Gün içinde aldığım notları, bana sağladığı konfor, huzur ve en önemlisi sevgi dolu aile ortamı sayesinde , akşamları buraya aktarabildim.
Bir dahaki buluşmamıza kadar, keep calm London:)
Cheers!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder